1. nasıl bir işim olsun istiyorum biliyormusunuz? ne yönettiğim biri olsun, ne de beni yönetecek biri olsun... ben tek başıma olayım.

    yeni bir eleman aldık. nasıl bir özgüvense inşaatta çalışan ibrahim tatlıses misali atölyede bağıra bağıra şarkı söylüyor. bi iki kere ters bakış attım anlamadı bile. allahım kart bi ses ve saçma sapan şarkılar. mecburmuyum dinlemeye?

    10 gündür çalışıyor. iki kere geç geldi. bugün çok düzgünce mesai saatini söyledim. bi kere daha hatırlatıyım sana dedim. yerime geçtim. biraz sonra geldi bi konuşmak istiyormuş. bana neden geç kaldığının hikayesini anlatma dedim (zaten kimseyi dinlemek istemiyorum bide bunun sabah uyanamadığının hikayesini kaldırmaz kafam). yok neyse neden geç kaldığını anlatmayacakmış. "bu dejavuya alışmamız lazım" demek için gelmiş. otobüs bilmem kaçtaymış. trafik sıkışıyormuş. bunun gelmesi anca böyle oluyormuş. bu dejavuyu yaşayacakmışız biz hep. isterseniz beni işten çıkarın diyor.

    çıkarıcak olsam çıkarırım sana sormam zaten dedim. bizim mesaimiz bu saatte başlıyor keşke işe girdiğinde söyleseydin dedim. seni işe alan kişi geldiğinde de gecikirsen sana bi dejavu uygular o zaman konuşursunuz ona anlat bunları dedim.

    ve sürekli elinde cep telefonu. bu cep telefonu olayı malesef diğer elemanlardada var engelliyemiyoruz. günlük mesaisinin çok ciddi %50'si telefonuyla geçiriyor. tamam bizim işimiz rahat bir iş ama bu kadar olmaz.

    ülkede işsizlik var diyorlar ya külli yalan o. gazeteye eleman ilanı veriyoruz. vasıfsız eleman arıyoruz. telefon açan soran bile yok. ha şunuda ekleyeyim. iş yeri çok merkezi bi yerde, ssk anında yapılır, maaş hiç gecikmez, yemek desen öğlenleri aşçımız şahane yemekler yapar, gün içinde çay sigara istediğin kadar.

    ama son zamanlarda herkesin tek şikayeti var. eleman yok. çok ciddi eleman sıkıntısı var. ondan sonrada işte bulduğun eleman bunun gibi dangoz oluyor.
  2. yazayım diyorum dökülürse içindekiler geçer diyorum. yazmak için açıyorum. amaaan ne yazcam yaa diyorum.
  3. bugünü tatlıya bağladık. avokado çekirdeğimi yerinden oyanatanı buldum. ama kızmadım. değişiyorum galiba. düzgünce söyledim. bunu niye suya koymadın tekrar diye. bilmiyormuş.
    cidden değişiyorum. eskiden olsa bunu çok sert söylerdim.

    eskiden mesela umursadığım insanlar vardı. şimdi bakıyorum onlar adına üzülüyorum. yinede ağzımı açıp kimseye bişi demiyorum amaaan herkes hak ettiğini buluyor.

    tuhaf tuhaf rüyalar görüyorum bu ara yine. yazmakta içimden gelmiyor artık. beni ilgilendirmeyen şeyler sonuçta.
  4. hem konuşmaya ihtiyacım var hem de hiç konuşmamaya...
  5. dökecek yer yok. nereye dökücez? kim okuyacak da ne değişecek? döktük yorulduk, dökmedik yorulduk. hiç kimsenin bilmediği bir yerde olmak istiyorum. ama giderken aynı kafayı götüreceksem ne anlamı var?
  6. ne desem tam tersi anlaşılıyor bu ara. o yüzden ne içimi dökmek ne de kimseyle konuşmak gelmiyor içimden.